Genel sınıflandırma
Nöroşirurjinin önemli bir hastalık grubunu beyin tümörleri
oluşturmaktadır. Genel olarak beyin tümörlerini malin (kötü huylu) ve
benin (iyi huylu) olarak sınıflandırabiliriz.
I- Malign Tümörler
A- Glial Tümörler : Beynin
en sık görülen tümörleridir. Beyin kanserlerinin çoğunu bunlar yapar.
Kontrolsuz çoğalma özelliği olan hücreleri içerir. Hızla büyüyüp
çevrelerindeki sağlıklı dokunun içine uzanır, çok nadir de olsa
omuriliğe, hatta vücudun diğer organlarına da yayılabilirler.
Evrelendirmesi dört grupta yapılır. Evre I ve Evre II “düşük evreli”
olarak adlandırılırken, Evre III (anaplastik astrositom) ve Evre IV
(glioblastoma multiforme) ise “yüksek evreli” kabul edilir. Bu gruptaki
bazı diğer tümörler; ependimom, medulloblastom, oligodendrogliomdur.
Sağkalım süreleri, patolojık evreleme, radyoterapi, kemoterapi alıp
almama durumu, yaş ile ilişkilidir. Düşük evreli glial tümörlerde
sağkalım süresi uzundur. Düşük evreli tümörler yüksek evreli tümörlere
dönüşebilir. Yüksek evreli gliomlar için ortalama hayatta kalma şansı
çok daha kısadır.
B- Metastatik beyin tümörleri : Vücudun
başka yerindeki bir tümörün beyne yayılması sonucu gelen tümörlerdir.
En fazla akciğer, meme, kalın bağırsak, mide, cilt ya da prostattan
kaynaklanırlar. Ancak bazen köken aldığı organ saptanamayabilir.
Onkoloji kliniklerinde tanı konup, tedavi amacıyla yatırılmış hastaların
%20-40’ında beyin metastazları görülmektedir. Bu oran tüm beyin
tümörlerinin %10’unu oluşturur. Olanak varsa önce lokal anestezi ile
yapılabilen stereotaksik cerrahi ile biyopsi alınarak kesin tanı konması
tedavi seçimini kolaylaştırır.
Kötü huylu beyin tümörlerinde tedavi seçenekleri; cerrahi girişim,
biyopsi, ışın tedavisi, ilaç tedavisi ve radyo-cerrahidir. Tedaviye
yanıt, tümörün köken aldığı odak, yayıldığı organ sayısı, metastatik
lezyon sayısı, hastanın yaşı, ek hastalık bulunup bulunmaması gibi
faktörlerle ilişkilidir. Bu nedenle sağkalım süreleri farklıdır.
II- Benin Tümörler
Bunlar genellikle kafatası içinde ama beyin dokusu dışında gelişen
tümörlerdir. Meningiomalar, hipofiz adenomları, kraniofaringiomalar,
dermoid ve epidermoid tümörler, hemanjioblastom, kolloid kist,
subependimal dev hücreli astrositom, nörinomlar bu grubun en sık
karşılaşılan lezyonlarıdır. Menengiomalar bu grubun önemli bir kısmını
olusturur. Diğer organlardaki iyi huylu tümörlerin aksine, iyi huylu
beyin tümörleri bazen hayatı tehdit edecek durumlara neden olabilirler.
Bazıları (örneğin menengiomalar) nadir de olsa kötü huylu tümöre
dönüşebilirler. Genellikle çevrelerindeki beyin dokusuna yayılım
göstermedikleri için ameliyatla tam çıkarılabilme şansları yüksektir.
Ancak az oranda da olsa yeniden ortaya çıkabilirler. Meningiomaların
tümüyle çıkarılma durumunda bile 10 yılda %20’sinin tekrarlayabildiği,
özellikle önemli bölgelere yapışık olanlarda cerrahi sonrası
komplikasyonların olabileceği bilinmektedir.
Belirtiler
Beyin tümörü olan hastalar baş ağrısı, kusma, bulantı, görme bozukluğu,
bilinç bozulması, havale geçirme, kol ve bacaklarda güçsüzlük,
sinirlilik, iştahsızlık, işitmede azalma, unutkanlık, konuşma ve
anlamada yetersizlik, yazamama, dengesizlik, el ve ayaklarda büyüme gibi
yakınmalardan biri ya da bir kaçı ile başvurabilirler. Baş ağrısı
(genellikle sabahları daha şiddetlidir) ve nöbet en sık görülen
bulgulardır.
Tanı Yöntemleri
Klinik değerlendirme, bilgisayarlı beyin tomografisi (BT) ya da
manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkikleri ile genellikle tanı
konur. Tümör sınırlarının ve özelliklerinin daha iyi tanımlanması
amacıyla bu tetkikler kontrast madde verilerek te tekrarlanabilir. Kesin
tanı, patolojik incelemeler sonrası konur. Tanıda yardımcı bazı
tetkikler arasında doğrudan kafa grafileri, EEG, tüm vücut kemik
sintigrafisi, hormon incelemeleri sayılabilir.
Tedavi Yöntemleri
Genellikle
cerrahi olarak tümörün çıkarılması, beyin tümörlerinin neredeyse tamamı
için ilk seçenek olarak düşünülmektedir. Az bir kısmında ise
komplikasyon oranının yüksek olması nedeniyle kısmi çıkarım ya da
radyoterapi ve takip önerilmektedir. Özellikle yüksek evreli glial
tümörlerde tanı biyopsi ile kesinleştikten sonra tümör çıkarımı yerine
radyo-cerrahi ya da kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanabilir. Beyin sapı
yerleşimli benin lezyonların bir kısmı cerrahi olarak çıkarılabilir,
bir kısmında ise radyo-cerrahi (Gamma knife, linear accelator=linac)
uygulanabilir. Kısaca tümörün malinite derecesi ve yerleşim yeri,
hastanın yaşı, genel durumu ve ek sistemik problemlerin varlığı, cerrahi
karar vermeyi ve cerrahi olarak tümör çıkarımının sınırlarını belirler.
Özetle;
günümüzde beyin tümörlerinin tedavisinde genel olarak tümörün patolojik
tanısına göre cerrahi, radyoterapi (ışın tedavisi), radyo-cerrahi ve
kemoterapi (ilaç tedavisi) yöntemleri ayrı ayrı ya da birleşik olarak
kullanılmaktadır.
Cerrahi Sonrası Olası Komplikasyonlar
Cerrahi sonrası olabilecek komplikasyonlar tümörün cinsi, yerleşim
bölgesi, hastanın yaşı ve genel durumundan bağımsız değildir. Nöbet,
şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, kanama, mevcut nörolojik durumun
daha da kötüleşmesi, görme, konuşma ve algılamada bozulma, hidrosefali,
ekstremitelerde şişlik, kızarıklık, yara yerinin geç iyileşmesi,
enfeksiyon, tromboemboli, bazı psikiyatrik sorunlar, olası ameliyat
komplikasyonlarından bazılarıdır. Bu komplikasyonların çoğunluğu
ameliyat sonrası tıbbi bakım ile düzelebileceği gibi bazıları (örneğin
nörolojik durumun kötüleşmesi) kalıcı olabilir. Bu komplikasyonların bir
veya daha fazlası aynı hastada gelişebilir. Ancak unutulmaması gereken
en önemli nokta; beyinde bir tümör varlığında bu tümörün yarattığı
sistemik problemler sıklıkla hayatı tehdit etmektedir.
Takip ve Öneriler
Tümör
benin (iyi huylu) ise ve tamamı çıkarılmışsa genellikle ilk ve altı
aylık kontrollardan sonra yılda bir kez kontrol yapılır. Malin (kötü
huylu) tümörlerde ise beyin cerrahı, tıbbi onkolog (kanser ilaçları ile
tedavi konusunda uzman), radyasyon onkoloğu (kanserin ışın tedavisi
konusunda uzman), fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümlerinin de
takipleri göz önünde tutularak kontrol zamanlarının belirlenmesi uygun
olur. Kontrolda gerekli tetkiklerin taburcu olunduğu sırada yazılması,
hastanın randevularını denkleştirmesini kolaylaştırır. Hastanın takip
döneminde herhangi bir sorunu (baş ağrısı, nöbet, bilinç bozukluğu, kol
bacakta güçsüzlük v.b.) olması durumunda tedavi olduğu kliniğe, acil
servis ya da tedavi oldukları hekime başvurması gerekir.
Bazı Tanımlar
Benin: Kanser özelliği olmayan, tipik olarak yavaş büyüyen tümör.
Biyopsi:
Patolojik incelemede tümör tipini belirlemek amacıyla tümör dokusundan
alınan küçük parça. Mümkünse açık cerrahi yerine stereotaksik cerrahi
ile yapılması, daha az komplikasyona yol açabilir.
Burr hole: Kafatasına açılan delik. Kemiği kaldırmak, kanama, abse boşaltmak ya da biyopsi amacıyla yapılmaktadır.
‘Grade’: Tümörlerin derecelendirmesinde ve bazı özelliklerinin belirlenmesinde kullanılan özel bir tanımlamadır.
Örneğin ‘grade’ I, yavaş büyürken, ‘grade’ IV tümör ise en hızlı büyüme göstermektedir.
Kemoterapi: İlaçların kanser tedavisinde kullanımı. Ağızdan ya da damar yolu ile verilirler =İlaç tedavisi
Kraniyotomi: Kafatasında bir parça kemiğin çıkarılıp ameliyat sonunda tekrar yerine konması.
Malin: Hücreleri kontrolsuz çoğalan tümörler (kanserler) için yapılan tanımlamadır.
‘Survey’: Hayatta kalma süresi =Sağkalım
Radyoterapi: Radyasyon ışınları ile tümörün tedavi edilmesi =Işın tedavisi